Dilenci
Sen, hergün köşe başlarında
Yırtık urbanla kirli ellerinle
Avuç açan, sefil insan.
İnan yok farkımız birbirimizden.
Sen belki tüm yaşamınca dilenecek;
Beklediğin beş kuruşu biri vermezse,
Ötekinden isteyeceksin.
Ama ben, tüm yaşamım boyunca
Tek bir kez dilendim,
Bir acımasız kalbin sevdası ile alevlendim.
Öylesine boş öylesine açık kaldıki elim,
Yemin ettim bir daha dilenmeyeceğim. –
4 Ocak 2015 Pazar
1 Ocak 2015 Perşembe
AKP-CEMAAT VE CETE SAVASLARI
AKP-CEMAAT VE CETE SAVASLARI
Evet suan da Türkiye de tam da bu unsurlar söz sahibi.
Ülke içerisinde değişik oranlarada söz sahibi olmaları yanında kendi aralarında büyük bir güç savaşı yaşanmakta.
Zaten bu durumu saklamak gibi bir çaba içerisinde de değiller.
Savaşı en üst perdeden ilan eden bir başbakan (suan c.başkanı) ve devamında özgür düşünme yeteneği olmayan yada buna ihtiyaç duymayan millrt vekilleri ve bakanlar bu savaş ilanını gittikleri her yerde dile getirmişler ve halen de bu durum devam etmektetir.
Tabi bu savaşın en önemli sebebi tahmin edileceği gibi tatminsizlik ve daha fazlasını arzulama içgüdüsüdür.
2002 de Akp başa geçtiğinde iç içe olan bu yapılar şimdi ise iki azili düşman gibiler.
Ama unutulmamalıdır ki bu azli iki düşman aynı zaman da aynı amacı hedefleyen yani kendi çıkarlarından başka hiçbir isteği ve düşünceyi benimsemeyen iki kardeştirler de .
Ortada aynı bedende vücut bulmuş iki başlı bir canavar vardır.
Kendi aralarındaki bu güç mücadelesini Akp konumu itibarı ile yasal yollardan yürütüyormuş gibi göstermeye çalışmakta ve aslında bu durum sözde demokrasinin söz de bile kalmadığını, devletin resmen bir çeteye dönüştüğünün bir kanıtıdır.
Sonuç olarak güç savaşlarının verildiği kapitalist sistemlerde tek adamlığın son aşamalarıdır bu durum.
Kendisine rakip olarak gördüğü cemaati de devre dışı bıraktığında ya da kısmen etkisiz hale getirdiğinde bu tiran daha da azili bir şekilde halka yönelecektir.
Bu açıdan bakıldığında halkın uyanık olması gerekmektedir.
Kendisini dev aynasında gören bir bukelamun var karşımızda ...
Evet suan da Türkiye de tam da bu unsurlar söz sahibi.
Ülke içerisinde değişik oranlarada söz sahibi olmaları yanında kendi aralarında büyük bir güç savaşı yaşanmakta.
Zaten bu durumu saklamak gibi bir çaba içerisinde de değiller.
Savaşı en üst perdeden ilan eden bir başbakan (suan c.başkanı) ve devamında özgür düşünme yeteneği olmayan yada buna ihtiyaç duymayan millrt vekilleri ve bakanlar bu savaş ilanını gittikleri her yerde dile getirmişler ve halen de bu durum devam etmektetir.
Tabi bu savaşın en önemli sebebi tahmin edileceği gibi tatminsizlik ve daha fazlasını arzulama içgüdüsüdür.
2002 de Akp başa geçtiğinde iç içe olan bu yapılar şimdi ise iki azili düşman gibiler.
Ama unutulmamalıdır ki bu azli iki düşman aynı zaman da aynı amacı hedefleyen yani kendi çıkarlarından başka hiçbir isteği ve düşünceyi benimsemeyen iki kardeştirler de .
Ortada aynı bedende vücut bulmuş iki başlı bir canavar vardır.
Kendi aralarındaki bu güç mücadelesini Akp konumu itibarı ile yasal yollardan yürütüyormuş gibi göstermeye çalışmakta ve aslında bu durum sözde demokrasinin söz de bile kalmadığını, devletin resmen bir çeteye dönüştüğünün bir kanıtıdır.
Sonuç olarak güç savaşlarının verildiği kapitalist sistemlerde tek adamlığın son aşamalarıdır bu durum.
Kendisine rakip olarak gördüğü cemaati de devre dışı bıraktığında ya da kısmen etkisiz hale getirdiğinde bu tiran daha da azili bir şekilde halka yönelecektir.
Bu açıdan bakıldığında halkın uyanık olması gerekmektedir.
Kendisini dev aynasında gören bir bukelamun var karşımızda ...
12 Aralık 2014 Cuma
Müslüman Hitler
Demokrasilerde herşey doğru işler diye birşey yoktur.
Evet her şey doğru işlemez ...
Bunun en güzel örneği Hitlerin seçim ile başa gelmesidir ve bunun gibi örnekleri bulmak çok zor olmayacaktır.
Nitekim Tayyip de seçimle gelmiştir.
Tayyip ERDOĞAN seçildiği yıllarda gayet ılımlı hatta kimi entelektüel yalı aydınlarına göre demokrat bir yönetici görünümündeydi. Hatırlayacağınız gibi yetmez ama evet çiler etrafta kol gezerken gerçek demokrat ve solcu kesimler maskenin arkasında ki şeytani sezerek uyari da dahi bulunmuşlardır buna rağmen Erdoğan'a büyük bir destek verilmiştir.
İlerleyen yıllarda ise şeytan daha fazla kendini gizleyememiş ve gerçek yüzünü er ya da geç ortaya çıkarmıştır.
Kendisi yada partisi aleyhinde yazılan yazılara dahi tahamül edemeyim gazetacileri sindirme çabası içine girmiş ve bunda da şaşılmayacağı gibi başarılı olmuştur.
Nitekim Gezi olayları ile kendisine ve hegamonyasına karşı en ciddi duruşda hiç düşünmeden silaha başvurararak katliamlara başlamış ve halkın en masumhane taleplerini kanlı bir şekilde bastırma çabası içine girmiştir.
Sonuç itibarı ile gezi olayları durulmuş onlarca şehit verilmiştir.
Ama unutlmaması gereken şudur ki halk isyanı başladığında artık onu durdurmak mümkün değildir ne kiralık polisler ne de teknoloji bu gücün önünde duramaz.
Sayılı günler çabuk geçer ...
25 Kasım 2014 Salı
KAÇAK
-Cezayir Kurtuluş Savaşı'nda ölenleri anarak-
Size Sayın Başkanım
Döktürdüğüm bu mektup
Belki de okursunuz
Birazcık vakit bulup
Askerlik kağıtlarım
Demin geçti elime
Çarşambaymış son günüm
Gitmek için cepheye
Ama Sayın Başkanım
Bunu yapmak istemem
Zavallı insanları
Vurmak için doğmadım ben
İstemem sizi üzmek
Söylemek zorundayım
Benim kararım karar
Kaçağım, firardayım
Doğduğumdan bu yana
Evvela babam öldü
Dönmedi kardeşlerim
Çocuklarım ağladı
Annem şimdi mezarda
Vız gelir solucanlar
Tırıs gider bombalar
Onca acıdan sonra
Hapse düştüğüm zaman
Uçar gider herşeyim
Çalınır karım, çalınır ruhum
Ve bütün bir geçmişim
Geçit vermek yok artık
Boşa geçmiş yıllara
Yarın sabah erkenden
Düşeceğim yollara
İşim hayat dilenmek
Fransa yollarında
Köylerden şehirlere
Söylemek insanlara
Söz dinlemeyin artık
Söyleneni yapmayın
Reddedin gitmeyi de
Savaşa katılmayın
Kanını vermek şartsa
İlk sizden başlayalım
Ağzınız iyi laf yapar
Buyrun Sayın Başkanım
Eğer peşimdeyseniz
Haber verin polise
Silahsız olacağım
Vursunlar isterlerse
Boris VIAN
23 Kasım 2014 Pazar
16 Kasım 2014 Pazar
Dersim 38 Belgeseli - Çayan Demirel
Tarihin altinda kalanlara, Tarihi alt ust edenlere.
Olayları bizzat yaşayanların dilinden Dersim katliamı.
Bir halk soykırıma uğramış ve yer yüzünden sonsuza dek silinmek istenmiştir.
Düzen ve devlet yanlısı bazı alevi kurumları da bu soykırımı görmezden gelip bu canice girişimin baş sorumlusu Mustafa Kemalı aklamayı kendilerine görev bilmişlerdir.
Artık alevilerin geçmişini iyi bilmesi ve görmezden geldikleri gerçekleri görmeleri gerekmektedir.
15 Kasım 2014 Cumartesi
Ağlamak İçin Gözden Yaş mı Akmalı?
Ağlamak İçin Gözden Yaş mı Akmalı?
Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı? Sevmek için güzele mi bakmalı? Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı? Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır? Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı? Hırsızlık; para, malmı çalmaktır? Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı? Solması için gülü dalından mı koparmalı? Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı? Öldürmek için silah, hançer mı olmalı? Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı? |
Victor Hugo
|
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)