12 Ekim 2014 Pazar

2014 İŞİD-(1481-1512) II. BAYAZID








 (1481-1512) II. BAYAZID-2014 İŞİD


Yayinlamis oldugum bu yazida Beyazid doneminde Alevilere karsi bakis acisi, yapilan katliam ve cikartilan surgun fetvalari ile ilgili bilgiler bulunmaktadir. Bu katliam ve surgun olaylari 15. yuzyilda gerceklestiriliyor.
Suanda ise ortadoguda İŞİD 21. yuzyida katliam yapiyor.
Yazi tarihi bilgilere dayali oldugu icin oldugu gibi paylasiyorum, aradaki benzerligi ve cikarilmasi gereken anafikiri sizlere birakiyorum.

1501'den kalma bir dökümana göre, sultan II. Bayezid İran'a yolculuk ederken tutsak edilen tüm Kızılbaşların idam edilmesini emretti.[7] Sultanın bu dönemdeki saltanatında çok sayıda Kızılbaş isyanı çıkmıştır ve sultan bu isyanların üstesinden gelebilmek için binlerce Kızılbaş'ı Anadolu'dan çıkarıp yeni fethedilmiş Yunan topraklarındaki; Mora, Modon, Koron ve Lepanto bölgelerine sürmüştür.[8] Kızılbaşların sürgün edilmeleri konusunda dini alimler tarafından açıklanan resmi neden ise "kafirlik" idi.[9]
Kızılbaşlar ile ilgili ilk dini hüküm (fetva) muhtemelen 16. yüzyılın başlarında II. Bayezid tarafından yayınlanmıştır[10] ancak günümüze kadar ulaşan en eski fetva, II. Bayezid'in hükümranlığı altındaki Osmanlı müftüsü Hamza Saru Görez'e ait olandır:
Ey Müslümanlar bilin ve haberdar olun ki, reisleri Erdebiloğlu İsmail olan Kızılbaş topluluğu, Peygamberimizin şeriatını, sünnetini, İslam dinini, din ilmini, iyiyi ve doğruyu beyan eden Kuran'ı küçük gördüler. Yüce Tanrı'nın yasakladığı günahlara helal gözü ile baktılar. Kutsal Kuran'ı, öteki din kitaplarını tahkir ettiler ve onları ateşe atarak yaktılar. Hatta kendi melun reislerini Tanrı yerine koyup ona secde ettiler. Hazreti Ebu Bekir'e, Hazreti Ömer'e söğüp, onların halifeliklerini inkar ettiler. Peygamberimizin karısı Ayşe anamıza iftira ettiler ve sövdüler. Peygamberimizin şeriatını ve İslam dinini ortadan kaldırmayı düşündüler. Onların burada bahsedilen ve bunlara benzeyen öteki kötü sözleri ve hareketleri benim ve öteki bütün İslam dininin alimleri tarafından açıkça bilinmektedir. Bu nedenlerden ötürü şeriat hükmünün ve kitaplarımızın verdiği haklarla, bu topluluğun kafirler ve dinsizler topluluğu olduğuna dair fetva verdik. Onlara sempati gösteren, batıl dinlerini kabul eden ve yardımcı olanlar da kafir ve dinsizdirler. Bu gibi kimselerin topluluğunu dağıtmak bütün Müslümanlar'ın vazifesidir. Bu arada, Müslümanlar'dan ölen kutsal şehitlerin yeri cenneti ala'dır. O kafirlerden ölenler ise, hakir olup cehennemin dibinde yer tutacaklardır. Bu topluluğun durumu kafirlerin (kitap sahibi Hıristiyan ve Yahudiler'in) halinden daha kötüdür. Bu topluluğun kestiği veya gerek şahinle gerek ok ile gerekse köpek ile avladığı hayvanlar murdardır. Onların gerek kendi aralarında gerekse başka topluluklarla yaptıkları evlenmeler muteber değildir. Bunlara miras bırakılmaz. Sadece İslam'ın Sultanı'nın, onlara ait kasaba varsa, o kasabanın bütün insanlarını öldürüp mallarını, miraslarını, evlatlarını alma hakkı vardır. Ancak bu mallar İslam'ın Gazileri arasında taksim edilmelidir. Bu toplamadan sonra onların tövbe ve nedametlerine inanmamalı ve hepsi öldürülmelidir. Hatta bu şehirde onlardan olduğu bilinen veya onlarla birlik olduğu tesbit edilen kimse öldürülmelidir. Bu türlü topluluk hem kafir ve imansız hem de kötülük yapan kimselerdir. Bu iki sebepten onların öldürülmesi vacibdir. Dine yardım edenlere Allah yardım eder, Müslümana kötülük yapanlara Allah da kötülük eder.[11]
 



 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder